Friday 30 July 2010

İndigo Çocuk


Gün geçmiyor ki yeni bir genç yetenek daha ağzımızı açık bırakmasın. Şu indigo çocuk hikayesi doğru galiba. Yeni nesil çok ama çok yetenekli, kararlı ve yaptığı işe aşık. Nirimi Hakanson'da bunlardan biri. Daha on yedi yaşında bir fotoğrafçı ve şimdiden adından söz ettiriyor. Fotoğraf çekmeye 13 yaşında başlamış. Blog'u We Live Young ve sitesini takip etmenizi öneririm.

Tasarımcı ve Ötesi: Hussein Chalayan



İstanbul Modern yazın en iyi sanat etkinliklerinden Hussein Chalayan: 1994-2010 sergisini biz sanatseverlerle buluşturuyor. 

Daha önce London Design Museum ve Museum of Contemporary Art Tokyo’da izleyicilerle buluşmuş bu gezici sergi sanatçının kendi markasını kurduğu 1994 senesinden itibaren, günümüze kadar ortaya çıkardığı koleksiyonları, enstalasyonları ve kısa filmleri bir araya getiren çok kapsamlı bir sergi. Sanatçının Cental Saint Martins’de mezuniyet projesi olarak sunduğu Temporary Interference koleksiyonundan, 2005 yılında 51. Venedik Bienali’nde Türkiye’yi temsil ettiği, Tilda Swinton’lı meşhur kısa filmi ‘’Absent Presence’’ a kadar bir çok önemli çalışması yer alıyor. 

''Absent Presence'' (2005)
 Karışık teknik 12' 53''


Hussein Chalayan’ı moda tasarımcısı olarak bilenler bu sergiyle beraber ona çok daha farklı bir gözle bakacaklar. Sergide sanatçının kıyafetlerle olan ilişkisinin giyilebilirlik üzerine kurulmadığını görecekler. Hussein Chalayan söz konusu olduğunda giysilerin günlük kullanımı ve pratikliği tam olarak amaç değildir. Sanatçı çalışmalarında giysileri ve dolayısıyla modayı, fikirlerini izleyici ile paylaşma yolunda bir araç olarak kullanır. Chalayan’ın sergideki süngerden yapılmış elbiselerini, ipek dokunup toprağa gömülerek oluşturulan koleksiyonunu, mimari etkileşimli metamorfoz geçiren elbiselerini gördüğünüzde sanatçının moda ve sanat arasında kurduğu ilişkiyi tam olarak algılayabiliyorsunuz. Özellikle 2007 SS sezonu için hazırladığı koleksiyonu oldukça etkileyici, ki küratör Donna Loveday serginin kapanışını bu videoyla gerçekleştirerek çok doğru bir seçim yapmış. Kendi kendine kapanan fermuarları, katlanan kumaşları, şekil değiştiren elbiseleri görünce tüyleriniz diken diken olmuş bir halde sergiden ayrılıyorsunuz. Görselliğiyle, düşündürdükleriyle hayalgücünüzü tetikleyen bu sergiye zaman ayırmış olduğunuz için mutluluk duyuyorsunuz.


Readings (İlkbahar / Yaz 2008)
Karışık teknik
Elbise, ceket: Swarovski, Londra
Elbise, lazer şapka: Han Nefkens

Thursday 29 July 2010

ve sonunda: '' Victoria Beckham does Turkish Vogue ''


Ece Sükan'ın Victoria Beckham'la İngiltere'de yapacağı çekim bir süredir kulaktan kulağa dolaşıyordu Türk moda kulislerinde. Fotoğrafları Ellen von Unwerth çekti. Ve sonunda ilk defa bir celebrity ile (Jessica Stam'i tenzih ederek söylüyorum) Vogue Türkiye'ye özel bir çekim gerçekleştirmiş oldu.

Fotoğrafları ve styling'i beğendiğimi söyleyebilirim, yine de farklı değil, daha önce görmediğimiz bir şey sunmuyor bize. Kapak fotoğrafını sevdim. Ama genel olarak Vogue Türkiye'de çözemediğim bir yoruculuk, kalabalıklık var. Aynı yoruculuk kapakta da mevcut. Yine de Victoria Beckham'a tamamen Türk modacılardan ve markalardan oluşan bir styling hazırlayıp, çekim gerçekleştirmiş olmak bir başarı. Bence Vogue'cular bunun altından iyi kalkmışlar. Üstelik çekim yerli ve yabancı basın ve bloglarda da ses getirmiş. Okuduğum en garip haber de Victoria Beckham'ın Fatih çevresindeki radikal müslümanları verdiği bu pozlarla kızdırdığı. http://focusuk.wordpress.com ' a göre Müslümanlar bu pozları ahlaklı bulmadıkları için Vogue'u boykot edeceklermiş. Sanırım bazı oryantalist gazeteciler Türkiye'de bir dergiye ilk poz veren kadının Victoria Beckham olduğunu sanarak haber yapıyorlar. Yoksa Fatih'teki bir berberin çıplak kadın görmek istemiyoruz, Vogue almayacağız diye demeç vermesi bir tek bana mı mantıksız geliyor?

Sunday 4 July 2010